- yaratmak
къыгъэхъун
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
yaratmak — yaratmak, oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak I, 330; II, 315 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yaratmak — i, din b. 1) Allah, olmayan bir şeyi var etmek Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı! Ö. Seyfettin 2) nsz, mec. Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortam yaratmak — imkân sağlamak Devlet ... elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
sansasyon yaratmak — büyük bir ilgi ve heyecan yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerginlik yaratmak — gergin duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
harikalar yaratmak — hayranlık uyandıracak başarılar kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamuoyu oluşturmak (veya yaratmak) — bir düşünceyi yaygınlaştırmak ve halkın dikkati o düşünce etrafında toplamak ve yoğunlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinerji yaratmak — bir sonuca katkısı olabilecek birkaç etkeni bir arada harekete geçirerek güç elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaheser yaratmak — üstün, kalıcı niteliği olan bir eser ortaya koymak, çok önemli bir şey yapmak Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih, bir şaheser yaratıyor. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
panik yaratmak — korku, dehşet uyandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
olay yaratmak — ortada herhangi bir sebep yokken bir olaya yol açmak Hınzır sıfır, sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük